Bu Blogda Ara

11 Aralık 2011 Pazar

Yağmur ve Gökyüzü

Yine bir erkenden uyanış.. Bu sabah da önceki sabahlar gibi erkenden uyandım yağmurun sesiyle. Kış, bu sene erken gelmişti. Önceleri soğuk yüzünü gösteren hava yerini ıslaklığa bırakmıştı. Bu sabah da o ıslaklığa şahit olduğumuz sabahlardan biriydi. Gece yarısı başlayan yağmur belli ki ilerleyen dakikalarda şiddetini arttırmış ve deyim yerindeyse bardaktan boşanırcasına yağıyordu. Odam karanlıktı, evde çıt çıkmıyordu. Yorganımı kaldırdım ve yatağımın içinde doğruldum. Saatin tik taklarından başka duyulan tek ses dışarıdan gelen yağmurun sesiydi. Kuvvetli bir sesi vardı. Gökyüzü yine bir şeye sinirlenmiş olmalıydı. Ben bazen doğanın derdini bir şekilde anlattığını düşünürüm. Nasıl insan anlatarak rahatlıyorsa, diğer canlılarda öyleydi. Gökyüzünün anlatma şekli de yağmuru yeryüzüne göndermekle oluyordu. Belli ki dolmuştu, kendisine yapılan çirkinliklere üzülmüş, onları biriktirmiş, en sonunda da dayanamayıp patlamıştı. Kendinden sıkıntıları uzaklaştırmak istiyordu. Yağmur, bir müddet bu hızla yağmaya devam etti. Sonra damlalar yavaşlamaya, bulutlar dağılmaya başladı. Hava biraz aydınlanınca yatağımdan kalkıp balkona çıktım. Ürpermiştim, soğuk hala devam ediyordu. Elimi dışarıya uzattım. Tenime değen yağmur damlaları beni biraz daha ürpertti. Derin bir nefes aldım ve kokuyu içime çektim. Bu koku ikimizin en sevdiği kokuydu. Yağmurun altında birlikte yürürken onun dinmesini bekler sonra da toprak kokusunu alabilmek için bahçelere dalardık. O zamanlar benim kokladığımın içinde senin kokun da olduğundan mıdır bilinmez aynısını alamıyorum artık hiçbir yağmurun ardından. Şuanda da aynısı oluyor, bir farklı kokuyor artık toprak. Eskisi gibi sevemiyorum artık bu kokuyu. Onun için de başka şeylerde medet ummaya başladım. Gökyüzünü sevmeye başladım mesela. Birbirimize çok benziyoruz çünkü. O, içinde biriktirdiği çirkinlikleri dünyaya gönderirken ben de her bir yağmur damlasıyla içimdekileri akıtıp arınıyorum onunla birlikte. Yüreğim yağmurun sesiyle bir olup, onun her damlasının düşmesiyle aynı anda atıyor artık. O, yüklerinden kurtulurken, ben de senden arınıyorum onunla birlikte. Senden ve geride yarım bıraktığın yaşanmamışlıklardan.